Almanya istihbaratı neden Türk’e emanet

Almanya, tarihinin en kritik devlet içi atamalarından birine tanıklık ediyor. Bir “istihbarat” ataması bu: On aydır boş olan Federal Anayasayı Koruma Dairesi Başkanlığına (iç istihbarat) mevcut başkan yardımcısı olarak Sinan Selen’in getirildiği bildirildi. Böylece Almanya tarihinde ilk kez göçmen kökenli bir ismin, özellikle de bir Türk’ün, ülkenin iç güvenlik ve casuslukla mücadele kurumunun zirvesine oturduğuna tanık olacağız.

YENİ DÖNEME GİRİLİYOR

Sinan Selen’in atanmasıyla birlikte on aydır başsız kalan teşkilat yeni bir döneme giriyor. Hıristiyan Demokrat ve Hıristiyan Sosyal Birlik ( CDU ile CDU) partileri ve Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) koalisyonunun üzerinde anlaştığı atama, Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt tarafından bugün (pazartesi) kurum çalışanlarına yazılı olarak duyurulacak. Kabinenin de çarşamba günü onaylaması bekleniyor.

Terörle mücadele uzmanı Selen’in öyküsü, gazeteci anne ve babasının Deutsche Welle için çalışmak üzere geldikleri Almanya’da 4 yaşında başlamıştı. Sinan Selen, sadece dört yıl öncesine kadar Türk vatandaşıymış. Kulislerde konuşulanlara göre Selen birkaç yıl önce Türk vatandaşlığından resmen ayrılmış Alman vatandaşlığına geçmişti. Yani Almanya, en kritik güvenlik kurumunun başına henüz “yeni Alman” olmuş bir ismi getiriyor.

YENİ ODAK: RUSYA

Selen, son haftalarda yaptığı açıklamalarda iç istihbaratın odak noktasını Rusya’nın faaliyetlerine çevireceğini şöyle vurguluyor. “Almanya’nın savunması açısından rolümüz giderek daha fazla önem kazanıyor. Ülkemize yönelik geniş bir yelpazede Rus operasyonları var. Bunlar yalnızca düşük profilli ajanlar değil, artan ölçüde siber saldırılar, dezenformasyon ve doğrudan sabotaj girişimleri”

Sinan Selen üç temel öncelik sıralıyor: Yabancı devletlerin siber saldırıları, dezenformasyon kampanyaları ve sabotaj girişimlerini engellemek, terörle mücadele, şiddet yanlısı aşırı uçların takibi.

Alman güvenlik çevreleri de Selen’i “en iyi profesyonel”, “kuruma dinamizm katacak” sözleriyle övüyor.

TESADÜF MÜ, STRATEJİ Mİ?

Son yıllarda Türk kökenli siyasetçi ve yöneticilerin ardı ardına Almanya’nın kritik makamlarına yükselmesi dikkat çekiyor:

Örneğin SPD milletvikili Macit Karaahmetoğlu, Federal Meclis Anayasa Komisyonu Başkanlığı’na seçildi.

Bülend Ürük, Almanya’nın en büyük medya devlerinden birinin, Funke Medya Grubu’nun iletişim başkanlığına getirildi.

Baden-Württemberg Eyalet Meclisi zaten uzun yıllardır Muhterem Aras’ın başkanlığında. Aynı eyaletin başbakanlığına Cem Özdemir’in, Köln Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ise Berivan Aymaz’ın seçilmesi bekleniyor. Yeşil politikacı Berivan Aymaz, iki hafta sonra Almanya’nın dördüncü büyük kenti Köln’de, Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ikinci bir tur seçime girecek SPD karşısında.

Ve şimdi: Almanya’nın kara kutusu, iç istihbaratın en gizli dosyaları, Sinan Selen’e emanet ediliyor.

SİNAN SELEN’İN YÜKSELİŞİ

1972’de İstanbul’da doğan, dört yaşında ailesiyle birlikte Almanya’ya göç eden Selen, Köln’de büyüdü. Hukuk eğitiminin ardından Federal İçişleri Bakanlığı ve Federal Emniyet Müdürlüğü’nde (BKA) görev yaptı. 2019’dan beri BfV’nin başkan yardımcısı olarak çalışan Selen, terörle mücadele uzmanı olarak biliniyor. Dünyaca ünlü bir büyük turizm şirketinde de benzer bir sorumluluk üstlendiği biliniyor.

Medyaya sızan haberlerin ardından Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili dış politika uzmanı Roderich Kiesewetter atamayı şöyle değerlendirdi:

“Son derece isabetli bir karar. Sinan Selen hem en iyi uzmanlığa hem de geniş deneyime sahip.”

Kiesewetter, özellikle Ukrayna konusunda Rusya karşıtı sert görüşleriyle bilinen, sağcı ve “şahin” Alman politikacılar listesinin ilk sırasında yer alıyor. Böyle bir ünü var.

Almanya’da bu gelişmeler yalnızca bireysel başarı hikâyeleri mi, yoksa başka dinamiklerin işaret fişeği mi ona da bakalım. Soru, şu: Bu yükselişler gerçekten tesadüf mü?

Almanya’da güç merkezleri yeni bir stratejiyle yeniden mi şekillendiriliyor?

Türk kökenlilerin kritik makamlara gelmesi, yükselen aşırı sağa karşı sembolik bir mesaj mı? Yoksa ileride yaşanabilecek bir kriz ya da çöküşte, “günah keçisi” olarak kolayca harcanacak isimler mi hazırlanıyor?

Almanya, kendi geleceğini güçlendiren bir açılım mı yapıyor, yoksa kendi kırılganlığını mı inşa ediyor?

Ayrıca on aydır başsız kalan Anayasayı Koruma Dairesi’nde hangi boşluklar doğdu? Almanya’nın iç güvenliği bu süreçte kimlerin eline bırakıldı?

ALMANYA BİR EŞİKTE

Bir yanda 75’inci kuruluş yıldönümünde nihayet yeni başkanına kavuşan iç istihbarat, diğer yanda tarihte ilk kez göçmen kökenlilerin devletin en kritik düğümlerine yerleştirilmesi. Almanya için bu bir güçlenmenin mi, yoksa ileride kolayca tersine dönebilecek bir kırılganlığın, tehlikeli bir fay hattının mı işareti?

Bu durum, yüzeyin ötesinde çok daha derin bir tarihsel gerçeğe dikkat çekiyor: Türkiye’nin tarihi özellikle 1945 sonrasında Almanya’sız yazılamaz. Ama tersi de doğru, Almanya’nın tarihi de Türkiye’siz yazılamaz. Türkiye açısından özellikle 1961 sonrasında başlayan kitlesel işgücü göçü, iki toplumun kaderlerini iç içe ördü. Bugün Almanya’nın siyasal, ekonomik ve kültürel dokusu içinde Türk göçmenlerin izi yalnızca görünür değil, aynı zamanda belirleyici. Sinan Selen’in yükselişi de bu tarihsel bağın en çarpıcı tezahürü. Sembolik bir niteliği var.

Bu atama, iki ülkenin iç içe geçmiş tarihinin doğal bir sonucu olarak da görülebilir, Almanya’nın gelecekteki krizlerinde kolayca çözülebilecek kırılgan bir düğüm olarak da… Almanya ile Türkiye’nin kaderini ayırmaya çalışan tüm siyasi projelerin neden başarısızlığa mahkûm olduğuna buradan hareketle bir cevap aranabilir: Gerçekten de iki ülkenin tarihi, artık birbirinin satır aralarında yazılıyor.

Böyle sorular arasında yeni bir boyut daha var: Ukrayna savaşının ortasında projektörlerin Rusya’ya çevrilmesi, Almanya’nın iç istihbaratının başına bir Türk kökenlinin getirilmesiyle çakışıyor. Bu sembolik çerçeve bir tesadüf mü, yoksa Almanya’nın yeni stratejik hesaplarının mı bir parçası?

Evet, sorular çok ve cevaplar da şimdilik yok.

Işın Ertürk

Odatv.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir