Sinem Alkanlar – Harika Çocuklar Yasası bir süredir meclisin yeniden gündeminde. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda geçmişte 6660 sayılı yasa olarak bilinen “Harika Çocuklar Yasası”nı tekrardan ele alacaklarını dile getirmişti. Karar, sanat dünyasında heyecan yarattı. Bu vesileyle ‘Harika Çocuklar’ın hikâyelerini hatırlatmak istedik. 1948 yılında döneminin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel öncülüğünde, sanat ve kültürde yetenekli gençlere destek vermek amacıyla “Harika Çocuklar Yasası” hayata geçirilmişti. Dünyaca ünlü yeteneklerimizi keşfedilmesine aracılık eden yasadan ilk olarak İdil Biret ve Suna Kan yararlanmıştı.
Avrupa’nın yıldızları
İdil Biret, yasanın sunduğu burs sayesinde yedi yaşında Paris’e giderek Nadia Boulanger’nin öğrencisi oldu. Suna Kan ise 13 yaşında Almanya’ya gitti, orada eğitim aldı. İki usta isim uluslararası arenada Türkiye’nin gururu oldu. 1957 yılında 13 yaşındaki Verda Erman, piyano eğitimi için Paris Konservatuarı’na gönderildi ve 1971’de Devlet Sanatçısı unvanını aldı. Aynı yıl, 15 yaşındaki Ateş Pars, Paris Konservatuarı’nda kompozisyon ve piyano eğitimi aldı, 1964’te Ankara Devlet Operası’nda çalıştı ve dünya çapında besteler yaptı. Hasan Kaptan ise 15 yaşında Paris’te resim eğitimi alarak eserleriyle önemli sergilerde yer aldı. 1958 yılında 13 yaşındaki Fuat Kent, Paris Konservatuarı’nın piyano bölümüne başladı ve Avusturya’ya yerleşip 80’li yıllarda çağdaş müzikte yeni teknikler geliştirdi. 1963’te 17 yaşındaki İsmail Aşan, Paris Konservatuarı’nda keman bölümüne girdi. 1966’da ise 12 yaşındaki Gülsin Onay ve 13 yaşındaki Hüseyin Sermet, piyano eğitimi aldı ve Devlet Sanatçısı oldular. En son 1998 yılında, sekiz yaşındaki Emrecan Yavuz Viyana’ya piyano eğitimi için gitti.
İnönü tarafından çıkarılan Harika Çocuklar Yasası’nın ilk temsilcisi İdil Biret olmuştu.
‘Yürekten destekliyorum’
Yasadan yararlanarak eğitim alan Türkiye’nin önde gelen piyanistlerinden Gülsin Onay, “Harika Çocuklar Yasası” önerisini Milliyet için değerlendirdi: “‘Harika Çocuklar Yasası’, benim gibi genç yaşta yeteneği keşfedilmiş birçok birey için bir dönüm noktası oldu. Bu yasa sayesinde özel eğitimler aldım, uluslararası platformlarda kendimi gösterme fırsatı buldum ve gelişimime büyük katkılar sağlandı. Bu yüzden, kanunun yeniden yürürlüğe girmesini yürekten destekliyorum. Gelecek nesillerin de aynı fırsatlara sahip olması, ülkemizin sanat ve kültür hayatına büyük katkılar sağlayacaktır.”
Onay, genç yeteneklerle çalışmanın önemine de dikkat çekerek, “Ülkemizde harika bir potansiyel var ve çok sayıda yetenekli gençle çalıştım, onlarla gurur duyuyorum. Her gencin potansiyelini en üst düzeye çıkarması için gereken destek ve kaynakların sunulması büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda ailelerin, eğitimcilerin ve devletin iş birliği içinde çalışarak, gençlerin geleceğe daha iyi hazırlanmasına katkı sağlaması gerekiyor” diye konuştu. Yasanın nasıl geliştirilebileceği konusunda da önerilerde bulunan Onay, “Benim dönemimde yasa son derece etraflıca düşünülmüş ve bizlere büyük fırsatlar tanıdı. O dönemde Paris çok revaçta olduğu için hepimiz Fransa’ya gitmiş olduk ancak günümüzde farklı ülkelerde çok değerli eğitim kurumları var. Bu anlamda genişleme yapılabilir. Ayrıca yasanın duyurulması ve seçilecek çocukların katılabilmesi için birçok aile ve gencin mevcut fırsatlardan haberdar olması gerekiyor” dedi.
1948’de Paris’e gönderilen Suna Kan, konservatuvarı birincilikle bitirmişti.