Kapıyı arkadan kapatmak…

Sene 1975. TRT Haber Merkezi’nde 1 yıllık muhabirim. Yakında kovulacağım aklımın ucundan geçmiyor. Aklımdaki tek soru İsmail Cem’in akıbeti. O gün hem TRT’nin efsane genel müdürü İsmail Cem hem de bizler için çok heyecanlı, çok kritik bir gün. MC hükümeti tarafından görevden alındığı, ancak Danıştay kararı bozduğu için geri dönecek. Program bölümü komple aşağıda. Haber Merkezi ise gözaltında! Sadece TV haberlerinden bazı arkadaşlarımız Kavaklıdere’deki binanın önündeki kalabalığa katılmış, bekliyor. Ana kapının hemen üzerindeki büyük salon, bizim Merkez Haberler bölümüne ait. Pencerenin önüne toplanmış, heyecana 1. kattan ortak oluyoruz!

İşte öyle, heyecan dozu yüksek bir anda.. Merkez Haberler Müdürü Tayyar Şafak salona açılan odasından çıktı. Önce “pencerelerin önünde durmayın” diye uyardı. Ardından bir arkadaşımızdan açık pencereyi kapatmasını istedi. Sonra bana döndü “Ayşenur” dedi “kapıyı kapat..”

Kapattım. Ama arkamdan.

Ve aşağıdaki arkadaşlarımın yanına gittim.
İsmail Cem’in genel müdürlük katına çıkmasının ardından bizler de masalarımıza döndük.
Neredeyse 30 saniye sonra da kendimi Tayyar Şafak’ın karşısında hesap sorulurken buldum. Çok sakindim. Demokrasiden dem vurdum. İsmail Cem Danıştay’a göre hala genel müdürümüz olduğu için karşılamamızın doğal olduğunu savundum!

O anlar bana çok şey kaybettirdi.. Kaybettirdiğinden çok şey de kazandırdı.. Birkaç ay sonra bozuk sicille TRT’den kovuldum. Ta o zamandan prim yapan solcu molcu yaftası ve TRT içinde hepimizin tanıyıp bildiği GİZLİ TANIK iddialarıyla..

Her şeyden önce gazeteciliğin aslında ne olduğunu öğrendim. Politika Gazetesi’nde, 12 Eylül’e koştuğumuz süreci en sıcak biçimde yaşadım.. Haberlerimle, haber dizilerimle, röportajlarımla mesleği ve kendimi keşfettim.
Bir yıl kadar sonra, ben de Danıştay kararıyla döndüm. Bu kez kurum içinde oradan oraya sürülerek!

“Kapıyı arkadan kapatmak” bir sivil itaatsizlik örneğiydi. Yani bugünkü boykottan farklıydı.
Ne var ki özü ve ideolojisi itibariyle örtüşüyordu:
Kabaca söylemek gerekirse, sivil itaatsizlik, adalet duygusuna, insan haklarına aykırı uygulamaları ve hatta Vietnam savaşı günlerindeki gibi askerliği reddetmektir.

Bu bahiste en çok verilen örnektir. Rosa Parks’ın 1955 yılında tarihin akışını değiştiren eylemi..
“O yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nin güney eyaletlerinde siyahilerle beyazlar otobüslere ayrı kapıdan biniyor, kendilerine ayrılmış ayrı yerlere oturuyorlardı. Rosa Parks bir gün otobüse bindi. O otobüste bir beyaz, beyazlara ayrılan kısımda yer bulamayınca, siyahilere ait bölümde oturmakta olan Rosa Parks’tan koltuğundan kalkıp kendisine yer vermesini istedi. Şoför de kalkması için uyardı ama Parks yerinden kalkmadı. Tutuklandı ve hapse girdi.”

Rosa Parks tam 40 yıl sonra, Clinton’ın taktığı “BAŞKANLIK HÜRRİYET MADALYASI” ile onurlandırıldı.
Son yılların en etkili eylemleri ve kitlesel alışveriş boykotu ile gençler bize de adaletin, yasalara ve insan hayatına saygının değerini gösteriyor.

Erdoğan’ın daha bu yılın başındaki “fahiş fiyatlı ürünleri boykot” çağrısını unutup boykot çağrısı yapanlara VATAN HAİNİ yaftasıyla saldırmak bir yana..
Bakanların değerlendirmesi, kendi adıma “Bizi böyle isimler yönetiyorsa vah ülkenin haline” dedim.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat mesela: Dün geceki fazla mesaisinde “boykot edilen şirketleri, çağrıyı yapanlara karşı tazminat davası açmaya davet etti..”
Nasıl yani?
Boykot listesindeki kuruluşlar; neden bizim kahvemizi içmedin.. Neden bizim firmanın arabasını almadın.. Neden haberleri bizim kanaldan izlemedin diye tazminat mı talep edecekti?
Bakan Bey’in belli ki dünyadan haberi yok.. Ayrıca ağzından çıkanı kulağı duymuyor!!

Ama gençler o orantısız zekalarıyla sahaya çıkınca umarım ne kadar “KOMİK” olduklarını anlamışlardır..

Yaaaaa! Bu işler Saray Galaktik İletişim Başkanlığı’nın kolalı açıklamalarıyla yürümüyor.
Üniversitelerin başına kayyum atayıp, mesela ODTÜ’nün geleneksel DEVRİM YÜRÜYÜŞÜ’nü yasaklamaya.. Gençlik festivallerini engellemeye benzemiyor.

Gençler.. Ve hatta anneleri babaları şu dijital çağın nimetlerinden yararlanıp sesini duyurmayı başarıyor.

Mizah otokratın kalın duvarını parçaladıkça o duvarın arkasındakilerin acınası halleri bir bir görünür oluyor.
Alışverişi teşvik edeceğiz diye bomboş markette poz verenler..
Ya da ABD, İsrail ürünlerini boykota çağıran Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş’ın kan akan kaleminden çıkanlar:
“Bir Müslüman zalimleri destekleyenleri destekliyorsa, boykota uymuyorsa, boykot ürünlerini hala evine sokuyorsa, hala boykot ürünlerini boykot etmiyorsa imanını sorgulasın…”
Bu kadar sakil, bu kadar akıl yoksunu bir strateji için fazla bile yazdım.
Ben gidiyorum.
Son çıkan kapıyı kapatsın!!!

Related Posts

CHP’li vekil, çoklu maaş alanların 54 metrelik listesiyle kürsüye çıktı: Artık yeter, çarkları kırmanın zamanı geldi

CHP’li vekil, çoklu maaş alanların 54 metrelik listesiyle kürsüye çıktı: Artık yeter, çarkları kırmanın zamanı geldi

Özgür Özel emekli ve asgari ücretli için tarih verdi: ‘Ya o zammı alacağız ya da…’

Özel, önümüzdeki hafta milyonlarca asgari ücretli ve emekli için hazırladıkları çalışmayı kamuoyuyla paylaşacaklarını açıkladı. Özel, “Meclis kapanmadan emekliye seyyanen zammı gündeme getireceğiz. Asgari ücrete Temmuz ayında zam yapılması için hem Meclis’te hem de sokakta mücadele edeceğiz” diye konuştu.

Koruma altındaki 5 kız çocuğunun çamaşır suyu içti! CHP’li Aylin Nazlıaka: ‘Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı derhal istifa etmeli’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, İstanbul Ümraniye’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Çocuk Evleri Sitesi’nde koruma altındaki beş kız çocuğunun çamaşır suyu içerek hastaneye kaldırılmasına ilişkin, “Bu trajedide göz ardı edilemeyecek bir kamu sorumluluğu ve idari ihmal söz konusudur. Bu nedenle; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı derhal istifa etmeli ve sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir” dedi.

English Home’da satılan bir oda kokusu toplatılıyor

Ticaret Bakanlığı, insan sağlığını tehdit eden bir ürünü daha piyasadan toplatma kararı aldı. English Home markasına ait “English Home Reed Diffuser” adlı çubuklu oda kokusunun güvenlik riskleri taşıdığı tespit edildi. Bakanlık, ürünün hem yanık hem de yaralanma riski içerdiğini açıklarken, tüketicilere ürünün kullanılmaması yönünde uyarıda bulundu.

Hindistan’da 2. ’11A’ mucizesi: 270 kişinin öldüğü kazadan kıl payı kurtuldu

Hindistan’daki korkunç uçak kazasında 270 kişinin öldüğü açıklanırken bir kişinin mucize eseri kurtulduğu açıklandı. Kurtulan kişinin 11A koltuğunda oturması gündem oldu. Koltuğa bilet alan bir başka kişinin son anda kazadan sağ kurtulduğu ortaya çıktı.

Nürnberg’de CHP Sosyal Demokratlar Birliği kuruldu

Almanya’nın Nürnberg kentinde, “CHP Nürnberg ve Çevresi Sosyal Demokratlar Birliği” kuruldu. Birliğin kurucular kurulu başkanlığına iş insanı Hüseyin Coşgun getirildi.